9 Ağustos 2018 Perşembe

Tanışma ve Amaç

   Merhaba çok kıymetli "Bağımsız Çayhane" sakinleri. Ben, on yedi yaşındaki ergen yazarınız Süleyman. Evet özellikle ergen olduğumu belirttim çünkü bu benim en büyük silahım. Ben, yaşıtlarımın aksine ergenliğimi biraz daha farklı şekilde değerlendiren birisiyim. Kendimi bildim bileli yazan bir insanım. Ve insan yıllandıkça fikirleri gelişiyor ve cesurlaşıyor. Bunu söylememin sebebi şu ki insan bazı şeylere cesurca atıldıkça bir kalkana ihtiyaç duyuyor. Ve ben de ergenliğimi bu amaç uğruna bir kalkan olarak kullanıyorum. Bu benim buradaki ilk yazım ve ben bu ilk yazımda sizlere kendimden ve hayallerimden bahsetmek istiyorum. 
   Az önce de söylediğim gibi on yedi yaşındayım ve Konya'da yaşıyorum. Olması gerekenin dışında toplamda altı sene sürmesini öngördüğüm bir lise hayatının içindeyim. Sebebi şu ki liseye hazırlık dönemini biraz fazlaca abartıp iki farklı dilden iki farklı okulda hazırlık sınıfı okudum. Olası bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek isterim ki hazırlığını okuduğum iki dile de tam anlamıyla hakim değilim. Yani iki senem boşa gitmiş de sayılabilir. Bu kısım fazla boğdu sanki hemen konu değiştiriyorum. Yaklaşık yedi aydır ciddi şekilde bir kitap üzerinde çalışıyorum. Şuan için en büyük hedefim bu kitabı bitirerek basıma vermek denilebilir. Kitabın içeriğinden ilerleyen zamanlarda detaylı şekilde bahsedeceğim ama kısaca spoiler vermek gerekirse kitap derin devlet uzantılarından ve ağır abi mafya yaşantısından bahsediyor. 1979-2010 yılları arasında geçen kitabımda, birçok gerçek karakter ve gerçek olaya yer vermiş olsam da tamamen kurgusal bir roman tadında olduğunu söyleyebilirim. Kitabımın ilk bölümünü bir süredir yazarlık yaptığım bir sitede paylaştım. Sitenin ve yazının linkini aşağıya bırakacağım. O zaman devam edelim. Sanırım sıra hayallerime geldi.
   Benim öyle çok ünlü bir yazar olayım, çok para kazanayım veya bir memur olayım ayağımı yere tam basayım falan gibi spam hayallerim yok. Benim hayalim biraz daha gerçekçi. Ben Dünya'ya hakim olmak istiyorum. Hani şu filmlerde falan olur ya Dünya'ya hükmetmek isteyen kötü adamlar. Hani herkes önümde diz çökecek moduna falan girerler. İşte ben onlardan birisiyim. Onlardan farklı olarak hayali bir film karakteri değilim ve kötü niyetli değilim. Yani herkesin önümde diz çökmesini falan istemiyorum. Hayalimle ilgili daha fazla detay vermeyeceğim çünkü ben Dünya'ya hakim olduğumda spoiler yemiş olmanızı istemem. Zamanı geldiğinde sizler de her şeye şahit olursunuz artık. 
   Burada yazmaya başladığıma falan bakmayın site hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Burada hikayelerimi, teorilerimi, faydalı olabileceğini düşündüğüm anılarımı, fikirlerimi ve daha birçok farklı şeyi sizlerle paylaşacağım. Burası bağımsız bir çayhane, burada sınır yok. Bu arada burada yorum yapılabiliyor mu bilmiyorum ama yapılabiliyorsa yazmamı istediğiniz her şeyi yazabilirsiniz. Yapılamıyorsa da mail falan atarsınız artık. Daha önce de söylediğim gibi burada sınır yok. Burası bir telepati çayhanesi bile sayılabilir. Burada her şey var.
   Son olarak bloğumun adından bahsetmek istiyorum. Neden "çayhane" ve neden "bağımsız"? Öncelikle şunu belirtmek isterim ki ben çay konusunda gerçekten hassas bir insanım. Çayı çok severim aynı zamanda da çaya hayli önem veririm. Çay benim için samimiyetin, muhabbetin ve güvenin sembolü.Sizler kendinizi biraz daha rahat hissedin diye de sonuna "hane" kelimesini yerleştirdi ki kendinizi evinizde hissedin. Bağımsız olmamız da tamamen sansür, çekinme, sınır gibi kavramlarımızın olmaması anlamına geliyor. Yani mekan bizim, kimsenin kasmasına gerek yok. 
   Şimdilik benden bu kadar dostlar. Kendinize iyi bakın. Tekrardan görüşmek üzere, kendinize iyi bakın.
   Yaşananlara, yaşatılanlara  ve uyutulanlara duyduğum tüm kaygılarımla...

Kitabın ilk bölümünü paylaştığım sitenin linki (Burada da düzenli yazı paylaşmaktayım efenim. Hepinizi beklerim): Popzingo ("Kitap Okuma Köşesi" Kitap Rafı 1: Kalem)